McLuhan’ın Işığında Yapay Zekayla Küresel Köyden Küresel Çöllere

Küresel Köyde Teknolojinin Vahaları ve Çölleri – Yapay Zeka ve Dijital Eşitsizlikler 

Yapay zeka, dünyayı şekillendirirken, 1960’larda iletişim teknolojilerinin dünyayı küçük bir köye çevireceğini ve dünyanın küresel bir köye dönüşeceği inancını taşıyan Marshall McLuhan’ın teorilerine gitgide daha yaklaşıyoruz. McLuhan, iletişim teknolojilerinin toplumda ve dünyada derin ve kalıcı olarak değişim yaratacağını öngörmüş ve bunun üzerine ‘küresel köy’ teorisini geliştirmişti

Bu teoride, elektronik iletişim araçlarının zaman ve mekan algısını dönüştüreceği, insanlara bilgilerin sınırsızca akacağı ve böylece dünya çapında bir entegrasyonun sağlanacağı vurgulanıyordu. Bu teknolojik gelişmeler insanlık için daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir bilgi alışverişi sağlayacak ve kültürel sınırları aşarak, toplumları birbirine daha da yakınlaştıracaktı.

Aynı zamanda, bu teori sadece olumlu sonuçlarıyla değil, yıkıcı sonuçlarıyla da dikkat çekiyordu. McLuhan, medyanın küresel bir bütünleşme aracı olarak işlev görmesiyle birlikte, kültürel tek tipleşmenin artacağı, yerel kimliklerin zayıflayacağı ve bireysel özgürlükler üzerindeki baskıların artacağı yönünde uyarılarda bulunmuştu. Küresel köy, bir yandan toplumları birleştirirken, diğer yandan da kültürel çeşitliliği ve bireysel ifadeyi tehdit edebilecek bir paradoks içermekteydi.

Yapay Zeka ile Şekillenen Kültürler Teknolojinin İdeolojik İzleri

Yapay zekanın sağladığı yenilikler, McLuhan’ın küresel köyünde bilginin nasıl yayılacağını hayal ettiğinden çok daha karmaşık bir yapıya işaret ediyor. AI üretimi medya ve kültür ürünleri, günümüz toplumunun ayrılmaz bir parçası haline gelmeye başladı. Bu ürünler, haber makalelerinden müzik eserlerine, sanatsal görsellerden edebi eserlere kadar uzanıyor ve insanların günlük yaşamlarında, eğitimlerinde, eğlencelerinde ve bilgi edinme süreçlerinde önemli bir rol oynuyor. Farklı kültürlerden alınan verilerle beslenen yapay zeka sistemleri, hangi kültür veya ideolojinin hakim hegemonik zemin olacağı konusunda tartışmaları beraberinde getiriyor.

Yapay zekanın hangi kültürü veya ideolojiyi öne çıkaracağı büyük ölçüde teknolojiyi geliştirenlerin önceliklerine ve kullandıkları veri setlerine bağlı. Batı merkezli bir perspektifin teknoloji sektöründe baskın olması, AI üretimi kültür ve medya içeriklerinin de bu ideolojik çizgide şekillenmesine yol açıyor. Bu durum, küresel çapta bir kültürel tek tipleşmeyi teşvik ediyor ve yerel, etnik, veya kültürel özgüllükleri gölgede bırakıyor. Bu, medyanın ve kültürel ürünlerin belirli bir dünya görüşünü teşvik eden araçlar haline gelmesine neden oluyor.

Teknolojinin Vahaları ve Çölleri Dijitalleşmenin İki Farklı Yüzü

Yarım yüzyıl sonra, “küresel köy” kavramı yeni bir bağlam kazanırken bu dünyada, “küresel çöl” olarak adlandırılabilecek yeni bir olguyla karşı karşıyayız: Teknolojik vahalar ve çöller arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Teknolojik vahalar -Silikon Vadisi’nden Londra’nın finans merkezlerine, Şanghay’ın yükselen teknopolislerine kadar- inovasyonun ve ilerlemenin kalbi. Ancak bu bereketli toprakların dışında kalan geniş alanlarda, “küresel çöl”de, teknolojik imkanlardan mahrum kalmış topluluklar var. Bu çöller, sadece coğrafi izolasyonu değil, aynı zamanda eğitim, sağlık ve ekonomik fırsatlara erişimdeki eşitsizlikleri de temsil ediyor.

Teknoloji vahalarındaki bereket, özellikle yapay zeka ve dijital teknolojilerin gelişimiyle, Grafik İşleme Birimleri (GPU) gibi kritik teknolojilere olan ihtiyaca dayanıyor. GPU’lar, yapay zeka ve derin öğrenme algoritmalarını hızla işlemek için temel bir rol oynuyor. Ancak, bu teknolojik ilerlemenin merkezlerinde birikmesi, “teknolojik vahaların” dışında kalan bölgelerin gerekli donanıma erişimde zorluklar yaşamasına neden oluyor. Bu durum, teknolojik eşitsizlikleri derinleştiriyor ve dengesizlikleri pekiştiriyor.

Teknolojinin birleştirici gücünü tam anlamıyla gerçekleştirebilmesi için, vahaların bereketinin çöllerin kurak topraklarına yayılması gerekiyor bu ise her bireyin yapay zeka ve dijital teknolojilerin sunduğu fırsatlardan eşit şekilde yararlanabileceği daha adil ve kapsayıcı bir dünyanın mümkün olmasıyla gerçekleşebilir. Bu hedefe ulaşmak için, teknoloji erişimindeki engelleri kaldıracak küresel işbirlikleri ve politikalar hayati öneme sahip. Aksi takdirde, küresel çöller genişlemeye devam edecek ve insanlık, dijital eşitsizlikler tarafından bölünmüş bir geleceğe mahkum olacağa benziyor.

> Sıradaki Trend!

Featured image for “Anthropic Economic Index Raporunu Yayımlandı”

Anthropic Economic Index Raporunu Yayımlandı

Yapay zekâ sistemleri geliştirmeye odaklanan bir araştırma olan Anthropic, iş gücü piyasasında yapay zekânın gerçek etkilerini anlamak için kapsamlı bir analiz yayımladı. Anthropic Economic Index, milyonlarca veriyi inceleyerek AI’nin hangi sektörlerde, hangi görevlerde ve nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.