Teknolojinin Aynasında Yapay Zeka, Kültür, Toplumsal Cinsiyet ve Biraz da Karmaşa
Gemini, Google’ın hem metin hem de görüntü üretebilen yeni yapay zeka modeli. Gemini geçtiğimiz günlerde, tarihi figürler ve önemli olaylarla ilgili hassas ve yanıltıcı görseller üreterek büyük bir tartışma yarattı ve ırksal olarak çeşitli Nazi figürlerinden, ABD’nin kurucu babalarına ve 1800’lü yıllardan ABD senatörlerine kadar geniş bir yelpazede, beklenmedik ve uygun olmayan görseller oluşturdu.

Yaşanan bu hatalar, kullanıcılar arasında hayal kırıklığına neden olurken yapay zeka modellerine yönelik güven sorunlarını da gündeme taşıdı. Konuyla ilgili Google’ın kurucu ortağı Sergey Brin ise yaşananlar hakkında şöyle bir açıklama yaptı: “Görsel üretiminde kesinlikle hata yaptık. Bu, çoğunlukla yeterince kapsamlı test yapılmamasından kaynaklandı ve kesinlikle birçok kişiyi üzdü… Açıkçası, piyasadaki herhangi bir metin modelini derinlemesine test ederseniz, oldukça garip ve açıkça sol görüşlü hissi veren şeyler söyleyecektir. Yeterince zorlarsanız, herhangi bir modeli bu tarz söylemlere yönlendirebilirsiniz…Bir kez daha, birçok durumda neden sol eğilimli olduğunu tam olarak anlamadık ve bu bizim niyetimiz değil…’’
Yapay zeka teknolojilerin neden sol görüşlü çıktılar verdiğini anlayamasak da yapay zeka modellerinin, eğitim veri setlerinden gelen önyargıları yansıtma potansiyeline sahip olduğu genel bir kabul görmüş durum. Modelin veri seti, eğitim süreci ve sonrasında modelin nasıl “düşündüğü” veya “karar verdiği” üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Bu önyargılar, modelin çıktılarında kasıtsız olarak belirginleşebilir.
Yapay Zeka Önyargıları Öğrenebilir ve Çıktılarında Yeniden Üretebilir
Yapay zeka sistemlerinin, özellikle büyük dil modellerinin, internetten toplanan büyük veri setleri ile eğitildiğini biliyoruz. Bu veri setleri, internetin geniş yelpazesini kapsıyor ki bu da hem olumlu hem de olumsuz, yardımcı ve zararlı içerikleri içeriyor. İnternetin ve genel olarak insan üretimi verilerin ırkçılık, cinsiyetçilik, ve diğer tür ayrımcılık örnekleri gibi kötücül ve ayrımcı içeriklerle dolu olduğu gerçeğinin ise herkes farkında. Bu, sistemlerin, mevcut toplumsal stereotipleri, önyargıları ve eğilimleri yeniden üretme potansiyeline sahip olması anlamına gelerek kültürel bir tehdit oluşturmakta. Örneğin, eğitim veri setlerinde cinsiyetçilik veya ırkçılık örnekleri varsa, sistem bu önyargıları öğrenebilir ve çıktılarında yeniden üretebilir.
İletişim Kuramlarında Yapay Zeka ve Ayrımcılık
İletişim kuramları, medyanın ve iletişim teknolojilerinin, toplumsal stereotipleri, normları ve değerleri nasıl şekillendirdiği ve yeniden ürettiği üzerine yoğunlaşır. Bu süreç, “yeniden inşa” veya “kültürel yeniden üretim” olarak adlandırılır. Günümüzde ise yapay zeka (AI) teknolojileri, içerik üretimi ve kişiselleştirilmiş öneriler aracılığıyla bu rolü üstlenmekte ve dolayısıyla medyanın toplumsal yapıları nasıl etkilediğine dair daha geniş tartışmaların bir parçası olmaktadır.
Yapay Zeka Çıktılarına Toplumsal Cinsiyet Açısından Bakış
Bir iletişim uzmanı ve toplumsal cinsiyet eşitliği savunucusu olarak, yapay zekanın içerik üretimi sürecinde karşılaştığım iki örnek üzerinden medyanın ve teknolojinin, toplumsal cinsiyet rolleri ve stereotipleri üzerinde nasıl bir etki yaratabileceğini somutlamak istiyorum.
İlk örneğim, Midjourney’de gerçekleştirdiğimiz bir projede karşılaştığım durumla ilgili. Proje kapsamında “kadını güzelleştir” ve “mükemmelleştir” gibi komutlar verdiğimizde, yapay zeka sistemi, beklenmedik bir şekilde kadınları daha çıplak gösteren görseller üretti, oysa teknik olarak buna izin vermemesi gerekiyordu. Yine de oldu ve bu çıktılar, medyada kadın figürlerinin cinsel obje olarak nasıl konumlandırıldığına dair yaygın bir stereotipi yansıtıyor. Yapay zekanın bu tür görselleri üretmesi, kültürel olarak kodlanmış cinsiyetçilik örneklerinin teknoloji aracılığıyla nasıl tekrar edildiğini ve yeniden üretildiğini açıkça gösteriyor.

İkinci örneğim ise, ChatGPT üzerinde “kadın emeği” ile ilgili görsel fikirler talep ettiğimde karşıma çıkan durumla ilgili. Sistem, temizlik, çocuk bakımı ve hemşirelik gibi, geleneksel olarak kadınlara atfedilen ve toplumsal cinsiyet kalıplarına dayanan işleri önerdi. Bu öneriler, yapay zekanın, toplumsal cinsiyet rollerini ve stereotiplerini nasıl pekiştirdiğini ve yeniden ürettiğinin bir diğer göstergesi.

Gemini de yaşananlar, benim deneyimlerim ve tüm dünyada dolaşan benzer çıktılar teknolojinin ve medyanın, toplumsal cinsiyet rolleri ve stereotiplerinin yeniden üretiminde oynadığı rolü ve bu süreçlerin toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine etkilerini derinlemesine sorgulamamız gerektiğini gösteriyor. Yapay zeka sistemlerinin, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki ilerlemeleri nasıl engelleyebileceğini ve bu alandaki değişim çabalarını nasıl zorlaştırabileceğinin de bir göstergesi.
Yapay zeka, insan eliyle dokunan bir dünyada, teknolojinin sınırlarını zorlayarak, bizlere hem bir ayna tutuyor hem de geleceğin nasıl şekillenebileceğine dair sonsuz olasılıklar sunuyor. Ancak bu aynada yansıyan, sadece mühendislik harikaları veya algoritmik karmaşıklıklar değil, aynı zamanda kendi toplumsal yapılarımız, önyargılarımız ve cinsiyet rollerimiz. Bu teknolojilerin toplumsal, kültürel ve etik boyutları giderek daha fazla önem kazanırken yapay zeka konusunda sadece geliştiricilerin ve mühendislerin değil sosyal bilimcilerin rehberliğine ve eleştirel bakış açısına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Yazan: Bahar Aydın
Diğer Trendler!
> Sıradaki Trend!








