Sinemanın Büyüleyici Yolculuğunda Yapay Zeka

Hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan ve dünyayı bambaşka bir pencereden görmemizi sağlayan bir sanat var: Sinema. 1895 yılında Lumiere kardeşlerin bir trenin istasyona girişini gösteren o ilk filmle başlayan bu büyüleyici yolculuk, siyah beyaz karelerle hayatımıza girdi. 1902 yılında renkli sinemanın hayatımıza girmesinin ardından, 1927’de “Jazz Singer” filmiyle ses ve görüntü bir araya geldi. Yedinci sanat tahtını kurdu ve yüzyılı aşkın süredir hayatımızda önemli bir yer buldu.

Tekrar eden karelerle oluşan sinema gelişen teknolojiyle birlikte evrim geçirdi. Özellikle Hollywood’un altın çağı olarak adlandırılan 1950’ler, görkemli setler ve unutulmaz filmlerle sinema tarihine damgasını vurdu. Bu dönemde sinema salonları dolup taşıyor, filmler sadece birer film olmanın ötesine geçiyordu. Beyazperdenin büyülü ışığında yeni aşklar filizleniyor, yeni dostluklar kuruluyor, yeni hayaller oluşuyordu. Sadece bireyselleşmenin etkisi de değil, sinemanın kitleleri harekete geçirecek ve toplumsal değişimi beraberinde getirecek potansiyeli de bu dönemlerin ana konularındandı.

Teknolojinin ilerleyişiyle birlikte kasetler ve DVD’ler sinemaya yeni bir soluk getirdi. Sinema artık sadece salonlarda değil, evlerde de izlenebiliyordu. Günümüzde ise dijitalleşmenin getirdiği yeniliklerle ise bir tıklamayla istediğimiz filme ulaşabiliyor, sınırsız sayıda içeriğe erişebiliyoruz. Sinema salonları ise sanatsal bir deneyimden öte, eğlence odaklı bir hale geldi.

Bu günlerde ise yapay zeka teknolojisinin devrim niteliğinde yeniliklerinin sinemaya yansımalarına şahitlik ediyoruz.  Yapay zeka ve sinema birlikteliğinin potansiyeli tüm sinemaseverlerde heyecan yaratırken büyük bir evrime de tanıklık ediyoruz. Yapay zekayla sinema değişiyor…

SORA’nın Devrim Yaratan Yenilikleri

Yapay zeka, birçok araştırmacının da ifade ettiği gibi ateşin buluşu gibi büyük bir devrim yaratıyor. Bu devrimin son halkalarından biri ise OpenAI tarafından geliştirilen ve “text to video” (metinden videoya) şeklinde çalışan SORA. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran SORA, yazılan promptlardan elde ettiği yüksek kaliteli görüntülerle gerçekçi videolar oluşturabiliyor. Hatta o kadar gerçekçi görüntüler oluşturabiliyor ki videonun yapay zeka ürünü olup olmadığını ayırt etmek zorlaşıyor.

Kısa sürede büyük bir gelişme gösteren yapay zeka teknolojisi ile sinema evrimleşiyor.  Sinema; zahmetli, büyük bir ekip ve prodüksiyon gerektiren bir sanat dalı. Bir filmin yapımında senaryo yazımı, oyunculuk, kostüm, makyaj, yönetmen, kurgu ve ışık gibi birçok farklı alanda çalışan geniş bir ekibe ihtiyaç duyuluyor. Bu büyük prodüksiyonlar sonucu dünyada önemli bir sektör haline gelen sinemanın geleceği Sora’yla büyük bir değişimin eşiğinde bulunuyor. Yazılan metinlerden oluşturulan videolar, oyuncu ve kostüm gibi birçok gereksinimi ortadan kaldırarak içerik üretimini basitleştiriyor. Bu sayede hem hızlı ve etkili görseller üretilebiliyor hem de büyük prodüksiyona gerek kalmadan maliyetler azaltılabiliyor.

Sektördeki çoğu kişiyi endişelendiren bu gelişmenin karşısında yapay zeka birçok avantaj da sunuyor. Hayatı boyunca kameraya sahip olamamış insanların kendi filmlerini çekebilme imkanı veriyor. Ayrıca yaratıcılığın gelişimine de katkı sağlıyor. Sinemaya dair teorik bilginiz ve ilginiz varsa gelecekte belki siz de doğru prompt ile kendi filminizi hazırlayabileceksiniz.

Sora henüz uzun metraj filmlerin yapımına hazır olmasa da oldukça hızlı gelişen bu teknoloji, büyük beklentileri de beraberinde getiriyor. Sora’yla birlikte bu büyük sektörün tek bir promptla üretimde olabileceği ve sinema eserlerinin AI araçlarla hazırlanabileceği düşüncesi de doğuyor.

Sinema Sektörünün Endişeleri

Sanatın teknolojik gelişmelerle birlikte evirilip değişmesi son derece heyecan verici olsa da, bu değişimin sektördeki insan unsurunun azalmasına, iş imkanlarının ve bazı meslek dallarının yok olmasına yol açacağı endişesi de mevcut. Ekonomik kaygıların yanı sıra, asıl endişe verici durum ise yaratıcılığın insanın tekelinden çıkıyor olması. Hollywood da bu endişeleri yaşayanların başında geliyor.

Sora’nın sunduğu gelecek ve şu anki yetkinlikleri gerçekten çok etkileyici. Geçtiğimiz günlerde Çin’de, “Qianqiu Shisong” adlı, yapay zeka ile üretilen ilk çizgi dizi 26 bölümüyle izleyicilerle buluştu. Animasyon dünyasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak nitelendirilebilecek bu çizgi dizinin hazırlanmasında, Sora gibi video üretimine odaklanan yapay zeka araçları kullanıldı. Yapay zeka ile hazırlanan ilk çizgi dizi olma özelliğiyle dünya çapında bir ilke imza attı. Bu durum, sinemanın her alanında yapay zekanın işleri hızlandıran ve kolaylaştıran bir rolünün olduğunu da kanıtlıyor. Aynı zamanda yapay zeka, geleceğimizi şekillendirmeye ve sanatın üretim aşamasındaki değişimlerine öncülük ediyor.

Bunun gibi gelişmeler bir kesimi heyecanlandırırken sektördeki önemli isimleri endişelendiriyor. Amerikalı yapımcı Tyler Perry, Sora’nın tanıtımından sonra büyük yatırım planını askıya aldığını ifade etti. Perry, Sora’nın gelecek potansiyelinden etkilendiğini fakat film ve dizi sektöründe büyük değişikliklere yol açacağını ve sinemada yeni bir dönemin kapıda olduğunu da düşünüyor. Perry’nin planında 800 milyon dolarlık bir yatırım bulunuyordu. Ancak Sora’nın tanıtımının ardından yatırımını askıya alması, yapay zekanın sinema sektöründe yaratacağı değişimlerin boyutunu gözler önüne seriyor. Bu değişimler, sektörün tüm paydaşlarını etkileme ve yeni bir düzenin oluşmasına yol açma potansiyeli taşıyor.

SORA ve Hollywood: İşbirliği Mümkün mü?

22 Mart 2024 tarihinde Bloomberg’ün haberine göre OpenAI, yıl sonunda piyasaya sürmeyi planladığı Sora için Hollywood yapımcılarıyla görüşmeler yapmayı planlıyor. OpenAI’dan henüz resmi bir açıklama gelmese de, bu haber kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Bloomberg’ün Haberine göre OpenAI, Sora’nın kullanılması ve gelişimi aşamasında Hollywood ile işbirliği yapmak istiyor. Geçen yıl yaşanan Hollywood yazarlarının grevleri ve sektördeki gerilimler göz önüne alındığında, bu işbirliği her iki taraf için de faydalı olabilir.

Yapay zeka, sinemanın geleceğini şekillendirme potansiyeline sahip. Sora gibi teknolojiler, film yapımcılarının daha önce hiç mümkün olmayan görsel efektler ve hikayeler yaratmasına olanak tanıyabilir. Bu, herkesin kendi filmini yaratabileceği ve sanatın daha demokratik hale gelebileceği bir geleceğe yol açabilir.

Yapay zekanın sinemanın dilini de değiştirebileceğini unutmamak gerekir. Yapay zekanın sinemaya etkisi şimdiden hissediliyor. Özellikle yapay zekayla üretilen görsellerin kendine has estetikleri belki de geleceğin sanat dilini oluşturan bir dönemi beraberinde getirebilir.

Sora’nın Yaptığı Son Açıklama

OpenAI, dün resmi hesabından yaptığı duyuruyla Sora ve sanat dünyasından insanlarla yapılan iş birliğine dair örnekler paylaştı. Sora’nın sanat dünyasıyla iş birliğinden doğan sonuçlar, sinema dünyası için heyecan verici bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Tasarımcılar, yönetmenler ve film yapımcılarıyla gerçekleştirilen bu iş birliği, Sora’nın yaratıcı süreçlere sağladığı büyük katkıları gözler önüne seriyor. Hala gelişme aşamasında olduğu belirtilen Sora’nın sunduğu imkanlar, sanatçıların fikirlerini gerçeğe dönüştürmedeki güçlü etkisini açıkça gösteriyor.

Sanatçılar, Sora’nın sunduğu özgürlükle sinema dilini yeniden tanımlayan eserler üretiyorlar. Toronto merkezli prodüksiyon şirketi olan Shy Kids Sora ile hazırladıkları “Air Head” adlı kısa filmleri için, soyut dışavurumculuğun yeni bir dönemine işaret ettiğini belirtiyorlar. Sanatçı Paul Trillo’nun Sora ile ürettiği eserde ise, “Sora ile çalışmak, bir film yapımcısı olarak kendimi ilk kez zincirlerinden kurtulmuş hissettiğim an oldu.” ifadelerini kullanıyor. Los Angeles’tan Native Foreign ajansı ise Sora’nın marka fikirlerini görselleştirme ve hızlı değişiklik yapma yeteneğiyle bütçe sınırlamalarını aşarak her fikri gerçeğe dönüştürme potansiyelini vurguluyor.

Yapay zeka ile sanatın ve sinemanın buluşması, sanatçıların sadece mevcut eserlerini yeniden üretmekle kalmayıp, hayal bile edilemeyen yeni ve imkansız fikirleri hayata geçirmelerine olanak tanıyacak. Yapay zeka, sinema ve sanat dünyasında yaratıcılığın sınırlarını ortadan kaldırırken, yeni bir çağa öncülük ederek yeni akımların oluşmasına ve sanatı dönüştürmeye devam edecek.

Yazan: Yağmur Aydın